SUAT TAŞER TİYATROSU
Deniz Üstüngel Süer
07.08.2016
1980 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümüne başladığımda “Karakter İncelemesi” dersimize sevgili hocam Suat Taşer giriyordu. Odasında masasının etrafına toplanır dersi dinler defterimize notlar alırdık. İkinci sene yine aynı dersi aldık hocamızdan. Üçüncü sene yazarlık dersimize girdi… O sıralar Lajos Egri’den Piyes Yazma Sanatı’nı çeviriyordu…Derse dosya içinde beyaz kağıtlarla geliyor, çevirdiği yerlerden bölümleri anlatıyordu ama o sırada biz, bu kitapta anlatılanların ve bu bilgileri öğretmenimizin ağzından dinlemenin önemini tam bilemiyor, dersi yaşımız gereği yarı şaka yarı ciddi dinliyorduk. Ne zaman ki kitap basıldı, bu kitabı okuma fırsatı buldum o zaman ne kadar önemli bilgilerle karşı karşıyaya olduğumuzu fark ettim. Olasıdır ki bu arada biz de gençlik yaşlarını biraz geride bırakmıştık… Keşke Suat Taşer hocamızın anlatışından ve onun yorumundan daha çok yararlansaydık, diye çok içimden geçirmişimdir her zaman. Bu kitabı Karşıyaka Belediyesinin yazarlık kurslarında, kursiyerler derslere bir dönem daha devam etmek isteyince ders kitabı olarak seçip anlatmıştım…
Üniversitede yazarlık derslerine giren hocamızı, derste astımdan kaynaklanan öksürükler rahatsız ediyordu.Aynı sene içinde bir gün, genç yaşında aynı nedenle hocamızı kaybettik…. Çok üzgündük…
İki sene sonra ,okulda hocamız için düzenlediğimiz anma gününde oynanmak üzere “Yaşamak Sevmektir” adlı , ismini hocamızın bir şiirinden alan bir oyun yazdım. Kalabalık kadrolu bir oyundu; Hocamızın şiirleri, sevdiği tiyatro karakterleri, sevdiği müzik parçaları… Aç gözünü Adamım, Deli olmak İşten değil, Hamal Hamdi… Kleopatra, Hamlet, Akakiy Akakiyeviç… Beethoven in Ay Işı Sonatı…Oynayan arkadaşlarımla birlikte çok severek çalıştık…İnternette paylaşım sitelerinde hala oyunumuzun resimlerini paylaşır altına duygularımızı yazarız….
Suat Taşer Tiyatrosu… İzmir Karşıyaka’da Bostanlı semtine doğru, bin kişilik bir tiyatrodur deniz kenarında… Bu tiyatro önceleri açık hava tiyatrosu idi… Şimdi üzeri açılıp kapanan cam tavana sahip. Karşıyaka Belediyesi’nin bünyesindedir. Ben de on beş senedir belediyenin Kültür Müdürlüğü’nde çalışıyorum. Her şeyin bir vakti zamanı! vardır, diye bir söz duyarız. Altı ay kadar önce tiyatro binasında iki yerde, kuliste ve tiyatronun girişinde hocam ile ilgili bir çalışma yapma fikri kafamda olgunlaştı ve iki üç ay boyunca işten geldiğim zamanları buna ayırdım. Yaz aylarına girmeden bitirmeyi hedefledim. Çünkü yaz aylarında tiyatroya her gün başka bir tiyatro ve müzik grubu geliyordu ve kuliste hocamın çalışmaları görmeliydiler. Tabii seyirciler de kapıdan girerken…
Bu çalışmaya başlarken ilk andan itibaren hayretler içinde kaldım. Hocamın oynadığı altmışa yakın oyun, yaptığı rejiler ; oyuncular ve yönetmenler için önemli bilgiler içeren kitaplardan yaptığı çevirileri; tiyatro yazarlarına yardımcı olacak kitapların çevirileri; tiyatro konuları ve konuşma sanatı ile ilgili özgün inceleme kitapları , şiir kitapları, oyunlar… Bu nasıl bir çalışma azmiydi…
Suat Hoca’nın eşi sevgili Huriye Ablam, ne kadar çalıştığını her zaman anlatırdı ama hocamın eserlerini, oynadığı oyunları resimleyip yan yana dizince “anladım”… sözü az kalır, hayretler içinde kaldım diyeceğim…
Kitaplarının hepsini okuyamadım ama Lajos Egri’nin Piyes Yazma Sanatı’nın çevirisine “nakış gibi işlenmiş” benzetmesini yapmak istiyorum. Ders kitabı olarak yararlandığım için defalarca okumuşumdur. Piyes Yazma Sanatı çevirisinden epey bir geriye giderek hocamın spikerlik-sunucuk yaptığı yılları da söylemeliyim. Belli bir yaşın üzerinde olanlar, Suat Taşer dendiğinde radyodaki güzel sesi ve Türkçemizin güzel kullanımını anımsarlar… Bir konu da bir iki sene sürse de “Öykü Tiyatrosu” yapmak üzere öğrenciler yetiştirmesidir . Güçlü bir birliktelik olduğunu düşünüyorum .Çünkü bugün de “Öykü Tiyatrosu” na katılanların arasındaki bağ devam ediyor. Bu çalışmaları sahnede de görebiliyoruz.
Deniz Üstüngel Süer
07.08.2016
KULİS